Çoklu Organ Yetmezliği

İnsan vücudundaki organların yetmezliği iki şekilde olabilir: Tekil organ yetmezliği veya çoklu organ yetmezliği. Tekil organ yetmezliği vücuttaki organlardan birisinin vücudun duyduğu ihtiyacı karşılayamaması halinde ortaya çıkan yetersizlik halini ifade eder. Örneğin böbrek yetmezliğine başka bir organın yetmezliği eşlik etmiyorsa bu bir tekil organ yetmezliği durumudur. Tekil organ yetmezliği bazen bir ameliyatla bazen bir üniteye bağlanmakla bazen de ilaç kullanımıyla çözümlenir. Çoklu organ yetmezliği, karaciğer, böbrekler, kalp, beyin, akciğerler ve ince bağırsak gibi organlardan iki veya daha fazlasının, işlevlerini, insanın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde yerine getirememesi durumunda ortaya çıkan durumu tanımlamak için kullanılır. Çoklu organ yetmezliği, tekil organ yetmezliğinden farklı olarak genellikle çok daha yoğun müdahale ve ilaç kullanımını gerektirecek tedavilere ihtiyaç gösterir. Bazı ileri hallerde organ nakli de gerekebilir.

Ekonomide de tekil sorun veya çoklu sorunlar ortaya çıkabilir. Tekil sorun; herhangi bir ekonomik göstergenin alışılmış olan durumdan farklı biçim almasıyla oluşur. Örneğin enflasyon yükselmeye başlamışsa veya cari açık artış eğilimine girmişse ya da büyüme düşmeye başlamışsa tekil ekonomik sorundan söz edebiliriz. Bu sorunun tedavisi için maliye politikası ve para politikası araçları kullanılır. Örneğin enflasyon talep kökenli bir baskıyla yükseliyorsa faizi artırmak suretiyle talebin düşürülmesi gerekir. Ne var ki bunu yaparken süre ve dozu ayarlamak çok önemlidir. Eğer bu ayar tutturulamazsa enflasyonu düşürürken büyümeyi de düşürmek ve ekonomiyi durgunluğa sürüklemek söz konusu olabilir. Ekonomide çoklu sorun, ekonomik dengeyi oluşturan fiyat istikrarı, büyüme, istihdam, cari denge, bütçe dengesi gibi parçalardan iki veya daha fazlasında aynı anda ya da peş peşe sorun çıkması halinde görülür. Örneğin enflasyon yükselmeye geçmişken büyüme de düşüşe geçmişse (ki bu durumda genellikle işsizlik artışa geçer) çoklu ekonomik sorunla karşılaşılmış demektir. Ekonomide tedavi için kullanılan ilaçlar tıpta kullanılanlar kadar çeşitli değildir. O nedenle tıpkı tekil ekonomik sorunda olduğu gibi çoklu ekonomik sorun hali görüldüğünde de maliye ve para politikası araçları kullanılır. Son yıllarda bunlara makro ihtiyati önlemler eklenmiştir.

Çoklu organ yetmezliğinde olduğu gibi çoklu ekonomik sorunların ortaya çıkması durumunda da tedavi çok zor ve zahmetlidir. Çünkü çoklu ekonomik sorunları aynı anda çözmeye çalışırken birisinin çözümü için uygulanan tedavi bir başka sorunun büyümesine yol açabilir. Örneğin enflasyonu çözmek için faizlerin yükseltilmesi, düşüşte olan büyüme hızını daha da düşürücü etkiler yaratabilir. Türkiye’nin son dönemde yüksek enflasyon sorununu çözmek için başvurduğu önlemlerin büyüme üzerinde yarattığı düşürücü etkileri buna örnek verebiliriz. Tedavide kullanılan önlemlerin dozunun iyi ayarlanamaması sürenin uzamasına ve yan etkilerin zaman içinde artmasına yol açabilir. Bu da toplumun bu önlemlere gösterdiği tepkiyi artırır.

Bir yandan enflasyonla mücadele edilecek bir yandan da düşmekte olan büyüme toparlanacaksa yapılacak şey faizi yükseltirken siyasal ve sosyal riskleri artırmaktan kaçınmaktır. Bu, çoklu organ yetmezliği olan bir hastanın sigarayı ve içkiyi bırakmak zorunda olmasına benzetilebilir.

Türkiye, hem her alanda risk yaratmaya devam ediyor hem de çoklu ekonomik sorunları çözmeye çalışıyor. Ne yazık ki böyle bir dünya yok.

Yorumlar

  1. Ülkede kaosun nedeni siyasi tercihlerin sonucu olan ekonomik sıkıntılar, idarede siyasi hastalığı ekonomik ilaçlar uygulayarak çözüm bulmaya çalışıyor. Elma ile armudun toplanmadığını anlamak istemiyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktidarı sürdürme hırsı her şeyin önünde.

      Sil
    2. Evet aynen iktidarını devam etsin gerisi ne olursa olsun isterse halk yoğun şekilde yoksulluk yaşasın omurlarına girmez acil seçim yapılması kaçılınmazdır başka çare kalmadı

      Sil
    3. Sn. Adsız 6 Mayıs 2025 11:41; Seçim olsada inanın değişen birşey olmayacak. Evet İktidarı sürdürme hırsı hükümetin yanlışıdır. Fakat tek suçlu hükümet değildir, en onlar kadar onlara oy verenlerde yanlışa ortaktır. Hatada ısrar etmek en büyük hatadır.

      Sil
  2. Hocam hastanın tedaviyi kabul etmesi için dokturun ehil ve güvenirliğide tedavi kadar önemli.

    YanıtlaSil
  3. Hocam rant kavgası bitmez.

    YanıtlaSil
  4. Doktor hastayı deneme tahtasına çevirdi, kendi bile şaşırıyordur hastanın nasıl hala hayatta olduğuna

    YanıtlaSil
  5. bence ülkedeki ve ekonomideki sorun organ yetmezliği gibi fiziksel değil tamamen psikolojik..önünü görmek istiyor bünye artık.melankolik manik depresif yaptılar ülkeyi..boşanmaya yani daha doğrusu efendi gibi çatışmadan iddaalaşmadan yolları ayırıp anlaşmalı boşanabilmeye ve yeni bir ilişkiye ihtiyacı var bünyenin ve de ülkenin..

    YanıtlaSil
  6. Sayın hocam siz ekonomik sorunları halk gozunden nitelemişsiniz (enflasyon, faiz, kur vb.) ancak idareciler icin tek ekonomik sorun rejimin finansmani. Yani sizin soyledikleriniz halk haric kimseyi ilgilendirmiyor bence. Benim sorum şu; herhangi bir hukuk, insan haklari reformu vb gibi reformlar olmadan taşıma suyuyla boyle rejimler finanse edilebilir mi ? Malum biz de doğal kaynakta yok ( her ne kadar her hafta bir yerlerden doğalgaz çiksa bile...)

    YanıtlaSil
  7. AKP (veya bu ulkeyi kontrol eden grup kimse), konosolide ettikleri gucle ne yapmayi planliyorlar sizce hocam? Bu konuda tamamen sacmalik olmayan yazilarin oldugu bir websitesi biliyor musunuz?

    YanıtlaSil
  8. Öncelikle hasta, hasta olduğunu kabul edecek. Bizimki yoğun bakımlık ama hasta değilim doktora gitmeyeceğim diyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok gidiyor, gitmese enflasyon tedavisi yalan yanlış da olsa uygulanmazdı.

      Sil
  9. Şimdi de hastanın teşhisini koydum bu ameliyatı ben yapıp hastayı iyileştiririm mı diyorsunuz Mahfi bey? Ancak şunu bilin ki hastaya vücudunun her organını bağışlayacak milyonlarca vatandaşımız mevcuttur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gazze'ye giderim deyip haydi buyur götürelim deyince kaçanlar gibi mi?

      Sil
    2. beğen butonu :)

      Sil
    3. Mahfi Hocam füze atmış.

      Sil
    4. S400 müsün be hocam.

      Sil
    5. 👏👏👏

      Sil
    6. kolpadanekonomist7 Mayıs 2025 14:30

      bambaşka bir insansın Mahfi Reis.

      Sil
  10. Mahfi bey akp nin denemeye calistigi arjantinin 91 de yaptigini taklit degilmi biraz. Dolari tutup talebi kesmeye calisiyor ama tcmb para arzi artiyor. Zemzem ile rakiyi karistirip icmeye benziyor. Eger para arzi kesilirse arjantin gibi deflasyon riski olusur mu?

    YanıtlaSil
  11. Hocam yeni yazınız için çok teşekkürler. Bütün bu olan biten, yetkinlik eksikliği nedeniyle mi yoksa (sermaye transferi, sosyo ekonomik grupları yeniden düzenlemek gibi amaçlarla) bilerek ve kasten mi yapılıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar bilerek yapılacak şeyler değil, ancak bilmeyerek yapılabilir.

      Sil
    2. Aynen hocam. Nasıl olsa herşeyi idare eden baş komutan baş ekonomoistimiz var. Var ama diploması kayıp. Baş ekonomistin ülkesi batıyor. Baş komutanın ülkesi yerinde dursa bari.

      Sil
  12. Hukuk üstünlüğünün sağlanmasıyla bir çok organın hızlı bir şekilde tedavi edileceğini, Geri kalan kısmının da ayakta tedaviyle sağlığına kavuşacağı düşüncesindeyim hocam.

    YanıtlaSil
  13. Murat Bozdoğan6 Mayıs 2025 11:22

    Hocam siz olsanız hastayı ayağa kaldırana kadar hangi organı riske edersiniz? Ben mesela enflasyon fırlarsa fırlasın derdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktidar da öyle dedi ve buraya geldik.

      Sil
    2. Hocam arkadaşımız çok güzel sormuş, tedavi deki en sağlam organımız ne ? En riskli organ ne?

      Sil
    3. An itibarıyla en sağlam görünen organ bankalar. Ama o da reel sektörün dayanma gücüne bağlı.

      Sil
    4. Enflasyon muhasebesini açıda nereye koyarsınız hocam

      Sil
  14. Doktorun Hipokrat yemini yok hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doktor, tek başına karar veremiyor, karışanı var.

      Sil
    2. Çok teşekkür ediyorum. O kadar keyifli okudum ki. Yani hastayı Washington DC deki John Hopkins e yada Londra daki Saint Thomas yada Frankfurt taki Universite Hastenesine götürmekde bir fayda görmüyorum. İş işten geçmeden doğru düzgün Türk hekimlerine emanet etmek lazım bu durumu diye düşünüyorum. Saygılar

      Sil
  15. Ben doktorum dedi ama

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir insan doktorsa zaten bilinir tekrar doktorum demesine gerek kalmaz.

      Sil
  16. Hocam , eski yazılarınızdan "Ceteris Paribus" aklıma geldi.

    YanıtlaSil
  17. otomobil satış rekorları kırıyor. kim alıyor bu arabaları? peşin parayla üstelik, kredisiz, taksitsiz. 4 yıldır enflasyon düşmez mi ya. 4 yılda ekonominin ne kadarı kayıt dışına çıktı? bizi ayakta tutan gölge ekonomimiz mi? başka türlü bunca yokluğu ve varlığı bir arada görmek bana mümkün gelmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nüfusun 17 milyonu GSYH'nin yarısını paylaşıyor. Kalan 70 küsur milyon da diğer yarısını.

      Sil
  18. Harika bir yazı olmuş. Elinize emeğinize sağlık. Nokta atışı bir makale.

    YanıtlaSil
  19. Evet, örnekteki böbrek sorun önemli. Düzgün çalışmadığında, atık ürünler vücutta birikir.

    ÇOY’ninin kademeli (kronik) veya ani (akut) bir süreç olup olmadığı önemli. Organların bir kısmı veya tamamı iyileşebilir; ancak iyileşirken geçici yaşam desteğine ihtiyaç olabilir. Hayati organlardan biri iflas etmeye başladığında, iflas eden organa yardımcı olmak veya onu değiştirmek ve artık yapmadığı işleri yapmak için yaşam desteğine ihtiyaç olacaktır.

    Ekonomide geçici yaşam desteği nedir ve nasıl uygulanır? Bunu hocamız bilir ve daha önceleri yazmıştır.

    Altta yatan nedeninin erken tanınması ve tedavisi, durumu başarılı bir şekilde yönetmede çok önemlidir.
    İstatistiki çalışmalarda hastaların %75'i yoğun bakımdan taburcu olduktan 2 ila 7 yıl sonra hala hayatta olduğu saptanmış. Sadece ÇOY’den kaynaklanan ölüm oranı %40-50 (bazı çalışmalarda %50-60) imiş.
    Bedenin normal tüketimlerini tutma ve boşaltma davranışlarına ait sistemin bozulması durumunda ölüm oranı %90'a kadar artarmış. Kan dolaşımı başta olmak üzere, beyin ve akciğer fonksiyonları durur; kalp, iflas eden son organdır. Böbrekleriniz düzgün çalışmadığında, atık ürünler vücudunuzda birikir. Bu olursa, kendinizi hasta hissedersiniz ve sonunda tedavi olmadan ölürsünüz. Birçok kişi böbrek yetmezliğini uygun tedaviyle yönetebilir.

    Türkiye’mize gerçekten yazık ediliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef güzelim ülkeye yazık ediliyor.

      Sil
  20. Umut var mı hocam?

    YanıtlaSil
  21. Bizim ekonomi zombi. Bünyede organ kalmamış. Tüm sistem sadaka ve zekât kaynaklı ABD-ARAP yaşam destek ünitesine bağlı. Dolayısı ile çoklu organ yetmezliği bizde bir anlam taşımıyor.

    YanıtlaSil
  22. Mahfi Bey Hocam, geçen akşam yatmadan önce biraz bisküvi atıştırayım dedim, yedikten yarım saat sonra midem yanmaya başladı içindekilere baktım kanola yağı, palm yağı yazıyor. Geçen hafta sonu Galatasaray maçını televizyonda seyrederken arada cips yerim diye cips aldım takım maçı farklı kazandı keyiften midemin bayram etmesi lazım bir de baktım cipsi yedikten yarım saat sonra midem yanmaya başladı. Her iki ürünün de içindekilere baktım kanola ve palm yağı yazıyor. Sonra internetten Almanya ve avrupada benzer ürünlerin 175 gr olanlarına baktım patates ve mısır onların içinde sunflower oil veya corn oil yazıyor çeşidine göre(patates, mısır) patates cipsinin 175 gramının Almanya super market fiyatı 2.5 euro yani bugünkü kur ile 110 TL içindekilerde ayçicek ve mısır yağı diyor. Türkiye'de aynı marka cipsin 150 gr olanının süpermarket fiyatı 62 tl civarında ama içinde kanola ve palm yazıyor. İngilterede supermarkette 100 gr fiyatı 113 tl içinde canola ve palm değil sunflower oil yazıyor. Bisküviler petibör Türkiye'de içinde kanola ve palm yağı yazıyor, Fransa'da tereyağ yazıyor. Suriyeliler geldikten sonra alım gücümüzün düşmesiyle birlikte gıdaların kaliteleri de düştü ama fiyatları ve kaliteyi mukayese edince pahalandı. Türkiye'de cipsler ve bisküvilerde Suriyeliler gelmeden önce en kötü ihtimalle ayçiçek yağı kullanıyordu hatta iyi hatırlıyorum 2021'de pandemi zamanı bile ayçicek yağı ibaresini görüyorduk içindekilerde cipslerde ve bisküvilerde. Bu kanolalı, palm yağlı gıdalarla maalesef mideler de , organlarda zarar görür hem de fiyatları da öyle ucuz değil kalitesine göre.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocamı en sonunda kızdırdılar, o da küfüre başladı :-)

      Sil
    2. Haklısınız hocam, ülkede skimpflasyona uğramamış vatandaş kalmadı.

      Sil
  23. Hocam elinize sağlık bence çok güzel açıklamışsınız. Hocam çoklu organ yetmezliği gelişirse tabloya genelde SIRS dediğimiz yanıt biner ve prognoz çok kötüdür. Yani dönülmez akşamın ufkundamıyız sizce

    YanıtlaSil
  24. Organ yetmezliği çeken bir organizmada hekimlerce doğru tedavi verildiğinde iyileşme rezervleri harekete geçer. İyileşmeye karşı koyacak hücre olmaz. Dokular tedaviye olumlu yanıt vermeye çalışır. Tıp biliminde böyle olsa da siyaset biliminde böyle olmaz. Toplumun azımsanmayacak kesimleri çoklu yetmezliklerden faydalanma ilişkisi kurarlarsa yönetici sınıf ta bu yapıyı iktidarının devamlılığı için vazgeçilmez görürse bu gün yaşananlar kaçınılmaz sonuç olur. O nedenle siyaset bilimi tıp biliminden daha büyük bir sanattır. İktidar temel demokratik hakları ve hukuk kurallarını yokederse yönettiği toplum yetmezliklerle boğulur. İyileşme şansı azalır.

    YanıtlaSil
  25. Çoklu organ yetmezliği görüldüğü yerde ya da tekli organ yetmezliği enflasyon gibi olduğu yerde toplumdaki ahlak çöküntüsü, Aslen hastanın hasta olduğunu kabul edilip etrafındakilerin hastadan nemalanması gibi birşey diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sanırım gerekli gereksiz tahliller yapılıyor. Oysa hastalık belli.

      Sil
  26. Mahfi Hocam, Doktorun bazı durumlarda teşhis edebilmesi için çeşitli tıbbi görüntüleme ve ölçüm cihazları ve tahliller devreye giriyor, tomografi, xray, ultrason vs. Tabi ki bunların da kalibrasyonlu olması lazım ki doğru ölçüm ve görüntüleme ile doğru karar verilebilsin. Ekonominin de istatistikleri bu sebeple karar vericiler için önemli . Mesela yıllar bazında ne kadar kırtasiye harcanmış, ne kadar masa dolap alınmış, ne kadar kira ödenmiş, ne kadar benzin tüketilmiş, ne kadar inşaat işlerine harcanmış, ne kadar verimsiz ve enflasyon arttırıcı cari açık açıcı cari transfer yapılmış, ne kadar telefon faturası ödenmiş , yıllar bazında harcama kalemlerinden enflasyon etkisi yansıtılarak ne kadar tasarruf edilmiş yukarıdaki doğru ölçecek ki, doğru görüntüleyebilecek ki ekonomiyi yönetenler doğru karar verebilsinler. Enflasyon bir nevi insanlardaki fiyat algısını yok ediyor ve geçmişle kıyaslama yapmayı zorlaştırıyor. Mesela bir bina 10 sene önce x TL'ye yaptırıldı denilince enflasyondan dolayı kıyas yapmak zorlaşıyor bu günkü fiyatlarla , bu sebeple o zamanki mal ve hizmet fiyatlarlarının aylık, haftalık almanakları olsa ya da bunları ticaret bakanlığı veri tabanında tutsa veya tüketici dernekleri belki kıyas için faydalı olmaz mı Mahfi Hocam? Günümüzde bile tekliflerin altında bu teklif fiyatı bir hafta geçerlidir yazıyor ki biz 10 sene öncekine 20 sene öncesine bakmak istediğimizde enflasyondan dolayı fiyat algımız bozuluyor . Seneler önce anadolu ajansı 2019 yılında böyle bir haber vermiş. Harcama.gov.tr adresinden vatandaş devletin harcamalarını online izleyebilecekmiş. Site araya pandemi girmiş açılmamamış herhalde çünkü sayfa gelmiyor.

    https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/kamu-harcamalari-harcamagovtr-portalindan-takip-edilecek/1636877#

    YanıtlaSil
  27. Ameliyat iyi geçti ama hasta öldü ... Hekim göreve devam ediyor 🤔

    YanıtlaSil
  28. Manisa Kırkağaç6 Mayıs 2025 23:11

    Hocam, ben üniversite sonrası hemen aserliğimi yapıp iş arayayım dedim terhis oldum geçenlerde. Geçen ay çarşı izninde konuşuyorduk da arkadaşlarla mesir macunu şenliklerinde. Birden Banker Kastelli konusu açıldı. Bir arkadaşın dedesi anlatmış diğerinin de amcası bu konuyu. Ben duyunca beynim durdu 1980'lerde 2.5 milyar doları. Tabi benim yaş yetmiyor kimse de anlatmamıştı büyüklerden, biz Z kuşağıyız ben de merak ettim bir de memlekete izine gideyim dedim izin aldım ama gitmeden de İzmir'i gezeyim dedim. Manisa İzmir arası Otobüste giderken bu konuyu araştırdım.Bir teşhis de şu ki maalesef halkımız kitap okumuyor ve hafıza organı yetmezliği var. Oysa ki dolandıranlar hep aynı tip adamlar. Bugünkü saadet zincirleri ve kripto para ve gayrimenkul dolandırıcılıkları gibi 1970'lerde ve 1980'lerde de Banker Kastelli dolandırıcılıkları vuku bulmuş. O zamanın parasıyla 2.5 milyar dolar dolandırmış Banker Kastelli ki bugünün en az 20 milyar doları ediyor. Sırf bu yüzden 1982 yılında dönemin Başbakan yardımcısı Turgut Özal istifa etmiş ne kadar ilginç. "İsmini finans piyasalarında (borsada hisse senedi ve diğer menkul kıymet aracılığı, döviz operasyonları) 1970'lerden itibaren duyurmuş, 1980 yılında Turgut Özal tarafından finans sektörünün çehresinin değiştirilmesiyle girilen sıcak para yarışı ortamında, kısa zamanda Cevher Özden(1933, Sürmene, Trabzon) "Banker Kastelli" adı altında, on bankanın pazarlama aracılık hizmetlerini yürütmeye başlamış, yıl içinde yaklaşık 550 bin kişinin yine yaklaşık 2.5 milyar dolar değerinde mevduatını yöneten kişi konumuna gelmiştir.

    Kastelli'nin akıllarda kalan reklamlarında çok ünlü oyuncular oynamış ve reklam replikleri o dönemde meşhur olmuştur. Bu oyunculardan bazıları Cüneyt Arkın, Eşref Kolçak, Fikret Hakan, Ekrem Bora, İzzet Günay, Orhan Günşiray ve Selma Güneri'dir." Daha sonra o kastelli 'den o dönem bedelli askerlik konusunu buldum ve çok şaşırdım. Bu da böyle bir askerlik anısı oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bülent Toprak7 Mayıs 2025 10:09

      Sonra gidip egede santorinide rodosta otel açmış olabilir o paralarla. Ets turda reklamı var. Kastelli santorini diye. https://www.etstur.com/Kastelli-Hotel-12727444

      Sil
    2. Silivri Topatan7 Mayıs 2025 17:19

      Serbest piyasa ekonomisinde girişimcilik serbesttir.Banker Kastelli yanlış bir şey yapmamıştır.

      Sil
  29. Siyasete, geleceğe umut dolu yeni bir bakış açısı kazandırmak,vizyoner bir lider ve uyanmış bir halk ile mümkündür. C.F.Kesqin 😁

    YanıtlaSil
  30. Mahfi bey yazı çok güzel, ben hekim olarak şu sonucu çıkardım. Yine olan biz hekimlere olacak, “vayyy alçaklar enflasyonu arttıran siz, büyümeyi düşüren siz” deyip acil servise saldırılar artabilir! Hocam yazınızı keşke başka meslek gurubu ile örneklendirseydiniz:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız 7 Mayıs 2025 07:26,
      Levent Kırca yaşasaydı kesin parodisini yapardı bu yazdığınızı :-)

      Sil
  31. hocam cok guzel anlatmissiniz tesekkurler bir sorum olacak hasta o kadar da hasta degilken ufak tefek sikayetleri varken bak simdi sana bir tedavi uygulayacagim eskisinden cok daha iyi olacaksin diyen doktor deneme tahtasi gibi hastaya olmadik seyler uygulayip coklu organ yetmezligine sebep olduysa ayni doktorun bu hastayi kurtarmasi mumkun mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir özet. Gerçi pek çok doktor bu tedavinin öyle yapılmaması gerektiğini söyledi ama ne hasta dinledi ne de tedaviyi yapan doktor.

      Sil
    2. Güzel soru, güzel cevap. Peki ya şimdi ne yapılamlı? Bağımsız Merkez, Kararlı Hazine, Vatandaşın ödeme gücüne orantılı vergi toplayan Maliye, Elbette Hukuk, Adalet ve Eğitim. Tüketilininden fazla Üretim,
      İthalatından fazla ihracatı sağlamak lazım. Unuttuğum varmı?

      Sil
  32. Sayın Eğilmez, yazınız için teşekkürler. Artık ekonomimizin düzelmesi için tavsiyeler vermeyi bıraktınız, hastalıklarımızı ortaya koydunuz. Herkesin bildiği üzere hastalıklarımızı, organ yetmezliklerimizi kendimiz yaratıyoruz. Bu durumda iyileşmemize imkan yok. Sebebi de hastayı Dindar ve Kindar biri haline getirmektir. İlacı da Atatürk, devrimleridir.

    YanıtlaSil
  33. Dr. Türkiye'ye "ölünceye kadar yaşayacaksın" dedi; Türkiye de harika bir doktorum var diye düşündü. Sonrası bilinmezliklerle dolu.

    YanıtlaSil
  34. Yaziniz icin cok tesekkürler sayin hocam, Fenerbahcenin su andaki durumu, Koc Holdingin'de aslinda nasil yönetildigi yada yönetilemedigi konusunda bir fikir veriyor mu sizce? Saygilarmla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Futbol çok farklı bir alan. Şirket yönetimine benzetme yapmak pek doğru değil.

      Sil
  35. Ama Mahfi bey, sizin isminizin başında "Prof." yazmıyor. Bu sebeple, yazınızı geçersiz sayabilirler.

    Biliyorsunuz, ünvanlara çok fazla takık bir ülkeyiz biz 😅😅😅

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsmimin başında prof. yazmamasına bu kadar memnun olacağım bir dönem geleceğini hiç düşünmemiştim.

      Sil
    2. Ayaklar baş olunca hiç kimsenin hiç bir sıfata ihtiyacı kalmamış demektir.

      Sil
    3. Hocam, Profesör ünvanınızı neden kullanmıyorsunuz?

      Sil
    4. Çünkü profesör değilim.

      Sil
  36. Değerli Hocam,
    Mükemmel analojilerle farklı bir tarzla i ısrarla anlatma çabanız, bir kulaktan girip diğerinden çıkacak ne yazık ki. İmkansız, hepimiz biliyoruz. Bizim de içinde olduğumuz çok büyük gruplar olarak, çoklu organ yetmezliği olan bir bedene bulaşmayıp başka ‘seçeneklere’ yatırım yapan, paramızı dışarda kazanıp vergimizi dışarda ödeyen ( çiftle vergilendirme anlaşmalarına teşekkür ediyoruz) , buradayMIŞ gibi yapıp, değirmeni bu sınırlardan uzakta döndürünce önümüzü gördüğümüz global sistem içinde, onlarca milyar doların içerden dışarı (reel ve net olarak) yatırım olarak 10-12 yıldır gittiği her hangi bir ülke, çoklu organ yetmezliğinden kurtulamaz, öylece yaşar; ama nasıl.

    YanıtlaSil
  37. Keşke beyin nakli de mümkün olabilseydi.

    YanıtlaSil
  38. Hocam bence 2000'li yıllarda yaptığınız gibi Fenerbahçe'yi bırakın. Sağlınızdan endişe ediyoruz.Ülkeye lazımsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O ironik bir göndermeydi, ben Fenerbahçe'yi bırakmam. Eleştiririm ama bırakmam. O bana dedemden miras.

      Sil
  39. Enflasyonu her ne sebeple olursa olsun artırmanın suç olması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
  40. Doları yukarı yönlü serbest bırakırsanız
    -Enflasyon artar
    -Maaş ödemeleri artar(Bütçe açığı artar)
    -Vatandaş geçim sıkıntısı çeker
    -Döviz açık pozisyonu olan şirketler batar
    -Enflasyon artar ,faiz artar, zombi şirketler birer birer batar

    Doları baskılarsanız
    -Turizm ve ihracat biter
    -Cari açık artar
    -Yerli üretici satış yapamaz , ithalat ucuzlar ve ithalat artar

    Faizi arttırırsanız,
    -Kredi kullanan firmalar, birer birer dökülür.

    Yani ne yaparsanız yapın, bir kesim çok etkilenir.

    Imf programı almaktan başka çare yok. Kamu mali disiplini tekrar sağlanır. Para arzı büyümesi durur. Para arzı büyümesi durunca, enflasyon düşüşe geçer. cari açık kapanır. Enflasyon düşünce, faizler de düşer..

    Bu işler zor işler. Ancak Kamu mali disiplini sağlanmadan ekonomide düzelme çok zor. 1.çeyrek bilançoları felaket, Türkiye'nin en büyük holdingleri bile zarar açıkladı. Böyle giderse, Gelir idaresi, vergi de toplayamaz hale gelir...

    Ekonomi yönetiminin işi çok zor,
    1-)Merkez bankasının sınırsız para basma yetkisi sınırlanmalı.
    2-)2026 Ocak'dan itibaren tüm ücretler dondurulmalı ve buna muhalefet de destek vermeli.

    Yunanistan, enflasyonu düşürmeden önce tüm emekli maaşlarını 2.000 eurodan 1000 euroya indirdi. Bizde bu yapılamaz ancak dondurma yapılabilir. Muıhalefet devreye girmeli, Özellikle CHP, artık muhalefet partisi olarak değil,bir iktidar partisi gibi , ekonomiyi düze çıkaracak gerçekçi çözümler bulmalı şimdiden.. Gidişat iyi değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Adsız 19:15; yorumlarınız oldukça açıklayıcı olmuş, teşekkürler. Ancak, şunu gözardı etmiyor musunuz? En son alınabilecek bu tür önlemlere karşın daha önce alınması gereken - ve hala da alınabilecek - birçok tedbir varken neden ücretler dondurulsun? Biz önce yargı bağımsızlığını tam oluşturduk mu, adaleti tesis ettik mi, eğitim sistemimizdeki çağdışılığı ortadan kaldırabildik mi, TCMB yürütmeden tamamen bağımsız olarak, kanunla kendisine verilmiş görevlerini yerine getirebiliyor mu? Yapılması gereken ve başta Mahfi Bey olmak üzere bütün ülke sevdalısı uzmanların/ekonomistlerin anlatmak için dillerinde tüy bittiği yapısal reformları yapmadan, K. Maraş depreminin acıları hala dün gibi tazeyken, yalnız ama güzel yurdumun sınırlı kaynaklarını hovardaca çarçur eden (sığınmacılara ayrılan paralar, lüks araç/bina saltanatı, ekosistemimizi de alt üst edecek ve şu an için hiçbir aciliyeti olmayan Kanal İstanbul projesi, vb.) bu zihniyet ve yaklaşım değişmediği sürece, ücretlerin dondurulması gibi pansuman tedbirler sorunu ancak daha da derinleştirir, çözmez. Konuyu bir de böyle ele alın derim ben. Sevgiler… İlker

      Sil
    2. Adsız 08.57- İlker bey

      Ülkemizde birçok şirketin net işletme sermayesi eksiye düştü yani tam kapasite çalışabilmeleri için krediye ihtiyaçları var. Eğer kredi faizleri yüksek olursa, bu işletmeler ciddi anlamda zorlanır. Enflasyonun düşmesi için çok daha sıkı tedbirler alınması gerekir.

      Çünkü enflasyon düşmeden faizleri düşüremezsiniz eğer bu yapılırsa, o zaman faizin düşmesine bağlı bir talep enflasyonu görülür. Eğer enflasyonun düşürülmesi için çok daha sıkı tedbirler alınmazsa, ticari hayat çok daha fazla etkilenir. En basit örneği, kredi kartı komisyonları %3,5 civarına çıktı. Küçük esnaf, net karının %3,5 ini kredi kartı komisyonu olarak bankalara veriyor.zaten %10-%15 net karla çalışılıyordu. net karın %30u kredi kartı komisyonuna gidiyor.

      Yapısal reformlar elbette yapılmalı. Ancak enflasyonun düşürülmesi ülkenin 1 numaralı gündemi olmalı..

      Sil
  41. Yogun bakımda rutin ,servisde gerekitiginde hastalar monitorize edilir ekranda temel parametreler takip edilir elektronik sistemler arada kontrol edilip kalibrasyondan geçirilir amaç yakın ve gerçek bilgi ile takiptir.Bu monitorizasyonun yanı sıra ilave testlerde gerektikçe yapılır.Ekonominin monitoründeki verileri ve tahlillerdeki rakamlar kalibrasyonu yapılmamış monitor ve laboratuvardan elde ediliyorsa(tüik) hatalı verilerle hatalı tedavi olur sonuçta hasta burada iyileşme şansını kaybeder.

    YanıtlaSil
  42. Hocam trilyon dolardan fazla borç var... Bu para ülkeye bir şekilde girmiş. Evet cari açık ve faizler ile büyük kısmı gitmiş olsada içerde gerek vatandaşta gerekse şirketlerde yastık altı da dediğimiz tahmini ne kadar altın ve döviz vardır. Ve şu anda bunlar için bir ekonomik program uygulanıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yastık altında 4.000 ton altın ve 150 milyar dolar dolayında döviz olduğu tahmin ediliyor.

      Sil
    2. Gram altın bugün 105 dolar kilo 105 bin, ton 105 milyon dolar eder 4000 ton dedigimizde420 milyar dolar eder artı 150 milyar dolar toplam 570 milyar dolar brüt dış borç miktarı haziran 2024 itibarı ile 512 milyar dolar tabii önümüzdeki yıllarda ödenecek yid köprü yol hastane nükleer santral ödemeleri ayrı ve de milletin parası ile yapılıp satılmış limanlar kitler elektrik altyapı işletmelerine de millet ödeme yapınca devletin kamunun kasasına girmeyecek paralar -tl,döviz- cabası .bozulmuş demografinin yaratacagı sorunların giderek maddi manevi yıkımından hiç şu anda konuşmuyoruz o da ayrı bir bahis netice yastıgın altıda üstüde kurtarmayacak osmanlının duyunu umumiyesi artık yabancı sermayenin kamunun mallarını kelepir fiyata almasıdır sonuç kasası boş çevresi ateş çemberi ekonomik canlılıgını ,evrensel hukuk normlarını yitirmiş ülkeler başka ülkelerin avı olurlar

      Sil
    3. Aynen 570 milyar dolar eder hoca haklıysa altına yatırım yaparak akıllılık etmiş MİLLETİMİZ.

      Sil
  43. Hocam güzel yazınız için teşekkür ederim. Organlar evrim geçiriyor. Uzaylı olmaya az kaldı. Elon zaten Mars a koloni kurmaya çalışıyor. Aramızda para toplayıp siyasetçileri Mars a yollasak ... Anayasa değişikliğini orda yapsınlar... Saygılarımla. Fatih. Demirtaş

    YanıtlaSil
  44. Hocam sizce kariyer olarak vergi müfettişliği iyi bir tercih midir mesleğin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vergi Müfettişliği iyi bir meslek. Kendinizi iyi yetiştirirseniz ileride özel kesimde daha yüksek imkanlı iş bulabileceğiniz gibi kendi başınıza da vergi danışmanı olarak çalışabilirsiniz.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar